Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | çıkarım yapmak | deduce v. | ||
Sherlock Holmes could deduce much out of the smallest details. Sherlock Holmes en küçük detaylardan çok fazla çıkarım yapabilirdi. More Sentences |
||||
General | çıkarım yapmak | guess v. | ||
General | çıkarım yapmak | infer v. | ||
General | çıkarım yapmak | drive [obsolete] v. | ||
General | çıkarım yapmak | draw v. | ||
General | çıkarım yapmak | inkle [dialect] [uk] v. | ||
General | çıkarım yapmak | incle [dialect] [uk] v. | ||
General | çıkarım yapmak | subinfer v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | çıkarım yapmak | fathom out v. | ||
Phrasals | çıkarım yapmak | figure out v. | ||
Law | ||||
Law | çıkarım yapmak | take to mean v. | ||
Logic | ||||
Logic | çıkarım yapmak | syllogize v. | ||
Logic | çıkarım yapmak | syllogise v. | ||
Logic | çıkarım yapmak | conclude v. | ||
Archaic | ||||
Archaic | çıkarım yapmak | eliminate v. |